23 Ocak 2013 Çarşamba

Bilgisayar bağımlılığı


bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 
bilgisayar bağımlıları
 


--

Ağzına sağlık Gülse Birsel

Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi,
grip "Yatınca geçer"di,
başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz" denirdi,
uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün" şeklinde konu
halledilirdi!
Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya, "Tembel"din ya "Yavaştan, sağlam
sağlam öğreniyor"dun!
Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde" derlerdi,
yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı,
susup otururdun.
Kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar.
Çünkü sonra sonra, koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı',
okuma yazmayı zor söküyorsa 'disleksik', hüzünlüyse 'depresif',
aşırı hareketliyse 'hiperaktif' diye nitelendirilmeye başlandı ve o sinameki yetiştirilen tipsizler şimdi büyüdüler! O kadar ilgi alaka sonrası ola ola ne oldular? Emo!
Emo ne?
Hani beş-altı yıldır etrafta saçlarını gözlerinin tekini kapatacak şekilde öne öne tarayan, miskin görünüşlü, asık suratlı, beti benzi atmış, sıska,
dar pantolonlu, converse'li, siyah ojeli ergenler var ya...
Taksim'de kaldırımlarda filan oturuyorlar.
Aha onlar Emo!
Emo kelimesinin emotional'dan (hissi) geldiği, bu yavruların pek bunalımlı pek güvensiz ve duygusal olduğu, topluma uyum sağlayamadıkları için böyle takıldıkları söyleniyor.
Bizim zamanımızda punk vardı ya, onun gibi bir akım, ama bir halta yaramayanı!

*HERKESİN KEYFİNİ KAÇIRDIM
Ay kıyamaam! Zamanında, kendi ergen yıllarımda bu akım
daha dünyada yokken 10 gün emo takılmışlığım vardır! Kafam neye bozuktu
hatırlamıyorum ama o 10 gün, üstelik de yaz tatilinde, evin o köşesinden bu
köşesine oflaya poflaya nemli gözlerle dolaştım. Saçımı taramadım, denize
gitmedim, sohbetlere katılmadım, tebessüm bile etmedim. Akşamları karabasan gibi yemek masasına çöküp herkesin keyfini kaçırdım. Bir akşamüstü, balkonda otururken annem "Ne bu surat her gün, senin derdin ne kızım aaa..." şeklinde pedagojik bir açılım yaptı.
"Sıkılıyorum... Hayat çok anlamsız" cevabımın üzerinden sanırım
birkaç saniye geçmişti ki, acı ve can havliyle bir metre havaya sıçradım.
Annem, her Türk annesinin uzmanı olduğu 'mıncırma' hamlesini oldukça sert ve uyarısız gerçekleştirmiş ti.
Mıncırma, malumunuz evlat artık poposuna terlikle vurulmayacak kadar büyüdüyse, ancak tekdir ile de uslanmıyor ve hakkı kötekse kullanılan, konu komşu, bitişik ev duyar ihtimaline karşı avaz avaz bağırmak yerine geçen bir terbiye şeklidir.
Tercihen bel veya bacak bölgesinden bir alan seçilir, elle kavranır ve et, 180 derece çevrilir!
Hemen ardından, daha acım ve şaşkınlığım hüküm sürerken, annem kısık sesle,
yüzünü yüzüme yaklaştırarak "Alırım ayağımın altına" diye başladı ve "Karnın tok sırtın pek! Aklını başına topla! Sıkılıyorsan
da git bakkala evin alışverişini yap, sonra da gel yemek kitabından bir kurabiye pişir, akşam misafir var, hadi yallah..." şeklinde bitirdi!

*NE DERDİM KALDI NE DE TASAM
Malumunuz eti mıncırılan ergen olay yerinde fazla kalamaz, mıncırandan tırstığı için kendisine yalakalık yapar, arzu ettiği aktiviteleri gerçekleştirir.
Mıncıran mutlu, mıncırılansa artık efendi bir insandır! Aynen öyle oldu.
Mıncırma sonrası ne derdim kaldı ne tasam! Emo'luğum o gün bitti, bu yaşa
kadar da hep mutlu mesut, uyumlu, üretken biri olarak yaşadım. Şimdinin
sokakta bira içen, gelen geçenden ihtiyacı var diye değil, hayat tarzı sandığı için para dilenen, dünyanın bütün derdi sırtındaymış gibi davranıp,
bunalım takılıp bir işin ucundan tutmayan emo'larının başında, bizim zamanımızın anne babaları olacaktı ki. Ohoo... Muma dönerdi hepsi! Bir kere her şeyden önce bütün o yüzü gözü saçla kaplı eşek herifleri
bir eşek tıraşına götürürlerdi, kesin!
Ülkenin gençlerine bak.
Tarikat yurtlarında yetiştirilen çocuklar, polise atsın diye eline taş verilenler, bir de emo'lar!
Gelecekten çok umutluyum çok
!

Unutulmaz müzikler dinlemek için


Dinle Dinlen,Ol Sarmaş dolaş,Biraz Anılarda dolaş...
İşte öylesi güzel müzikler

Bir Anneye Asla Söylenmemesi Gerekenler

  Efe bebekken ben bunları söyleyenlere soranlara cidden kızardım.Helede ilk aylar siz hiçbirşey bilmiyorsunuz hep onlar biliyor diye düşünülüyor.Tamam belki tecrübelerinden söyleniyor ama biz artık sürekli herşeyi takip eden okuyan araştıran anneleriz.Birde ben her bebeğin kendine özgü bir düzeni olduğunu standartlaştırılamaycağını düşünüyorum.Mesela bende 4. maddedeki senin bebeğin kilo almıypr sütün yaramıyor galiba sözü canımı incitiyordu.Bence bu maddeler o kadar çoğaltılabilirki.Ama sakin olup olabildiğince sakin cevaplar vermemiz gerekir sanırım.Sizde bu söylemlere maruz kaldıızmı?





Mevlid Kandili

Kandilimiz mübarek olsun.Allahım tüm dualarımızı kabul etsin.
Amin



22 Ocak 2013 Salı

İpek ongun'un yeni kitabı ve Kitap hırsızı




Geçen cumartesi Forum istanbul'da D&R'da dolaşırken birden rafta İpek Ongun'un yeni kitabı Yoksa Hayat Gençken Daha mı Zor isimli kitabını gördüm hemen almak istedim.Lise zamanlarımda ipek ongun'un her çıkan kitabını alırım hatta kitabın baş karakteri Serra evlenip çocuğu olana kadar devam ettim diyebilirim.Bu kitap sanki o karakterlerden bağımsız yeni bir kitap gibi görünüyor.Ama olsun yaşımız büyüsede nostaji yapmak adına ,onun kitaplarını okurken aldğım haz için ben her zaman ipek ongun'un kitaplarını okumak isterim Onu elime aldıktan sonra rafta diğer katta methini duyduğum almak istediğim Kitap hırsızı isimli kitabı gördüm onuda aldım.Ne güzelde okunacak listesi yapmıştım ama bunlarıda araya koymak istiyorum
Sevilim canım arkadaşımın verdiği kitaplarını okuyup bitirmek hatta sonrada onun son okuduğu çok beğendiği  Debbie Maccomber'ın Bir dilekle başladı herşey kitabınıda okumak istiyorum.


21 Ocak 2013 Pazartesi

Üç günlük kıbrıs tatilimiz


Çalıştığım işyeri geleneksel olarak her sene şehir dışında bir otelde personel toplantısı düzenliyor.Geçen sene Antalyada olmuştu.Bu sene kıbrısa gidiyrmuşuz.Antalyada geçen sene dinlenmeyi planladığım halde çok eğlenmiş ama dinlenememiştim.Fakat bu sene gerçekten dinlenmek istiyorum ama aynı zamanda orada otele çok uzak olmayan gezebileceğimiz yerleri gezmek istiyorum.Cumartesi akşamı gala yemeği olacak.Cuma sabah uçağımız kalkıyor işyeride kapalı olacak.Pazar sabahı kısmetse öğlen İstanbulda olacağız.Eşimle oğluşumu ufak bir tatilde olsa çok özlüyorum.Ama benim içinde stresli ve yıpratıcı tadilat döneminden sonra iyi geleceğini umuyorum

17 Ocak 2013 Perşembe

Tatil tavsiyesi


Bir haftadır eşimle ağustos ayında tatil için erken rezervasyon yapmak ve indirimlerden faydalanmak için araştırma yapıyoruz.Bir türlü karar veremiyoruz.Eşimde bu konuda bana göre daha mükemmeliyetçi.Bir tesisi beğeniyorum bu olabilir diye gönderiyorum.Ondan gelen cevap ya tesis küçük ya denizi güzel görünmüyor diye yazıyor.Yada internetten yorumları okuyor etkilenip vazgeçiyoruz.Sizin gittiğiniz memnun kaldığınız yerler var.Güneyde olabilir Egede olabilir.Tavsiyelerinize talibim:)
Bana bu konuda yardımcı olabilirseniz çooookk sevinirim.

16 Ocak 2013 Çarşamba

Daha Sağlıklı Nesiller İçin Hijyen Haftası

Anneler, çocuklarımızın sağlığı herşeyden önemli değil mi? 16 Ocak 2013 Dünya Hijyen Günü kapsamında başlattığı Ellerinize Sağlık projesi ile, Dettol, Türk Pediatri Kurumu’nun uzmanlığı ile ilkokul çağındaki binlerce çocuğa 6 adımda el yıkamayı öğretti. Değerli anneler ne duruyorsunuz? Siz de Dettol ile çocuğunuza bir hayat boyu taşıyacağı el yıkama alışkanlığını 6 adımda eğlenerek öğretin. Annelerimizin ellerine sağlık! Hijyen haftanız kutlu olsun!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Okunacak Kitap Listem

Sürekli kitap okuma olayını bir program haline uygulamalı diye düşünür bir türlü yapamadım.Dün artık bir yerden başlayayım dedim ve ilk listemi yaptım.bunu bitirebilirsem eğer daha birçok listede yapabilecek kitabım var.İnşallah tez zamanda hepsini okur bitiririm.Sıraya koymakta oldukça zorlandım ama sıraya koymasamda hep yeni aldığım kitabı merak edip ona geçiyorum.Önceki aldıklarım hep kalıyor.İlk sırada Elli tonların üçüncüsü var ilk ikisini okudum.





OKUNACAK KİTAPLAR
ÖZGÜRLÜĞÜN ELLİ TONU E.L.JAMES
SERENAD ZÜLFÜ LİVANELİ
KOCAMIN BEKÇİSİ SEMRA BEKEN
ALKIŞLARLA LAMİA DEMET ALTINYELEKLİOĞLU
DUYGULARIN RENGİ KATHRYN STOCKETT
PUCCA GÜNLÜK 3.KİTAP PUCCA
TANRI DAİMA TEBDİLİ KIYAFET GEZER LAURENT GOUNELLE
KALIN KİTAP AYÇA ŞEN
İMZA KIZIN
BAYILDIM KENDİME GELDİĞİMDE 40 YAŞINDAYDIM ŞEBNEM AYBAR
MART MENEKŞELERİ SARAH JLO
SOL AYAĞIM CHRISTY BROWN
BORANIN KİTABI AYŞE KULİN
KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKANI DEBBİE MACOMBER
AŞKIN SANAL HALLERİ CANAN TAN
ISSIZ ERKEKLER KOROSU CANAN TAN
GÖNÜL MESELESİ TUNA KİREMİTÇİ
MUSTAFA KUTLU UZUN HİKAYE
YILDIZ YARALANMASI PERİHAN MAĞDEN
ANNE KALBİ LISA SCOTTLINE
SEVGİ UĞRUNA YAPTIKLARIMIZ KRISTIN SCOTT
BENİM ÇILGIN AİLEM ELİZABETH KELLY
KIZ KARDEŞİM İÇİN JODI PİCOULT
YEŞİL PERİ GECESİ AYFER TUNÇ
SIR NERMİN BEZMEN
İNCİR KUŞLARI SİNAN AKYÜZ
AZ HAKAN GÜNDAY
LEYLA GİBİ VEFA ENVER
MÜKEMMEL SARA SHEPARD
ROMANTİK HAREKET ALAIN DE BOTTON
PARFÜMÜN DANSI TOM ROBBİNS

14 Ocak 2013 Pazartesi

Birazoku.com'un Güzel jesti

Bu bir reklam yazısı değil onu baştan söyleyeyim:))
Geçen hafta Birazoku.com sitesinde kampanya olduğunu gördüm.İsmini daha önce duyduğum İki adet  kitabı 1 tl gibi cüzi bir rakama sadece kargo ücreti ilave olarak alabilecektim.Ben hemen sipariş vermek istedim.Siparişi verdikten hemen sonra siparişiniz alındı yazan bir mail geldi.Ücreti havale ile gönderdim.
Sonra 3-4 gün geçti hala kitaplarım gelmedi.Mail attım kitaplarımın hala gelmediğini ilettim.Hemen aradılar ve benim böyle bir siparişim olmadığını belirttiler.Bende bana gelen siparişiniz alınmıştır mailini gönderdim.Firmadan arayan kişi çok yoğun talep yüklenme olduğu için bu şekilde aksaklıklar olabiliyor aslında siparişiniz alınmamış siparişte kitapların adı yazmıyor dedi.Aslında bir açıdan haklıydı daha detaylı kontrol etmeliydim ama sonuçta siparişiniz alındı olarak mail gelmesi insanı yanıltıyordu.Ama mağduriyetimi gidereceklerini o kitaplar olmasada aynı yazarın başka kitaplarını birde bir tane daha yazarın kitabını gönderdiler.Hemen ertesi günü hediye kitaplarımla birlikte 4 tane kitap gönderdiler.Bu şekilde ince davranmaları çok hoşuma gitti.
Birazoku.com sitesibi daha önce detaylı incelememiştim.Sitede kitapların ilk sayfalarından biraz okuyup fikir sahibi olup öyle satın alabilme imkanınız oluyor.Kitap alışverişi yaparken Aklınızda bulunsun.



Pazarci teyze yeni kitaplarına ve kitaplığına kavuştu



Pazarcı yıldıza 100 Temel Eser

Balıkesir'in Erdek ilçesi Kaymakamı İsmail Kaygısız, atv'nin bilgi yarışması "Kim Milyoner Olmak İster"de 30 bin lira para ödülü kazanan pazarcı Ümmüye Gürbüz'e, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 100 Temel Eser serisinden 60 kitap hediye etti. Kaymakam Kaygısız, eşi Hatice Kaygısız ile Hamamlı köyünde oturan Ümmüye Gürbüz'ü evinde ziyaret etti. 6 sınav ve mülakattan geçip "Kim Milyoner Olmak İster" yarışmasına katılma hakkı kazandığını belirten Ümmüye Gürbüz, programa yerel kıyafetiyle katıldığını hatırlattı. Yarışmada heyecanına yenik düştüğünü dile getiren Gürbüz "Yarışmanın heyecanından, bildiğim soruda tüm jokerlerimi kullandım. Sağlık olsun. Kısmet buraya kadarmış. Salondaki herkesin beni alkışlamasından ve Kenan Işık'ın yarışma sırasında duygulanarak ağlamasından çok utandım. Yarışmak çok güzeldi. Dualarıyla bana destek olan herkese şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. Kaymakam Kaygısız ise Ümmüye Gürbüz'ü medeni cesaretinden dolayı kutladı. Gürbüz'e, MEB'in 60 kitap hediye ettiklerini belirten Kaygısız, "Ümmüye Hanım'ın kitapları çok, kitaplığı yoktu. Bu eksikliği de Bandırma'da kurulu bir alışveriş merkezi giderdi, kitaplık hediye etti" dedi. Gürbüz'ün, yarışmanın ardından birçok TV programından arandığı ancak hiçbirinin görüşme talebini kabul etmediği öğrenildi
Yazı Hürriyet gazetesinden alıntıdır.


Yaptığı İşten usananlar için pratik öneriler

Bu yazıyı bugün bir arkadaşımdan geldi.Çok güzel öneriler var fakat uygulaması ne kadar kolay orası tartışılır.Ben 5.Maddeyi çok beğendim.Keşke evden çalışabilme imkanım olsaydı keşkeee.Bu yazımı işyerinden okuyup bence sen eve git dinlen bir dahada gelme diyebilirler :)))
Ben bu aralar usandım galiba.




Her sabah erkenden kalkıp gece geç saatlerde eve dönmekten sıkıldınız mı? Özellikle de özel sektörde çalışma saatleri çok uzun sürdüğü için herkes aynı sorundan şikayetçi. Peki bu durumda neler yapabilirsiniz, tüm gün işinize nasıl konsantre olabilirsiniz?


1. Sadece bırakın: Eğer işyerinizde son noktaya geldiyseniz, çıkış planı oluşturmaya ihtiyacınız var demektir. Ancak, ev kiranızı ödemek için bu işte kalmanız gerekiyorsa ve bu sektörde hemen yeni bir iş bulamayacağınızı düşünüyorsanız bir süre daha devam edip para biriktirin. Biraz dinlenmek için birkaç gün izin alın. Bir taraftan da yeni bir iş aramaya başlayın.

2. Patronunuzla anlaşmayı öğrenin: Patronunuzla baş etmenin yolu biraz mesafe oluşturmaktır. Patronunuzdan daha iyi olmak için onunla çılgın bir yarışa giymeyin. Çünkü, o bu konuda daha iyidir.

3. Dengeyi bulun: Küçük, stratejik değişiklikler dengeyi bulmanızda büyük farklar oluşturabilir. Karşınıza çıkan her engelde işinizi değiştirmeyi düşünmek yerine, sahip olduğunuz işe bağlanın, küçük detaylara daha çok önem verin. Sizi mutlu eden anları not alın ve bu çizgiler üzerinden ilerleyin. Büyük kararlar kısa bir süre için memnuniyet verir, ancak eğer küçük problemleri büyütürseniz ve mutlu olduğunuz anları görmezden gelirseniz, bu durum hep tekrarlar.

4. İş arkadaşlarınızla iyi geçinin: İşinizden nefret ederseniz, her şeyden nefret edersiniz. İşyerinde sorunlarınızı ya da mutluluğunuzu paylaşabileceğiniz arkadaşlarınız varsa, sıkılmazsınız ve işte daha başarılı olursunuz. Hatta bir araştırmaya göre, işyerinde arkadaş sahibi olmanın ömrü uzattığı açıklanıyor.

5. Biraz esneklik isteyin: Patronunuzdan fazladan bir esneklik isteyin. Yaptığınız iş buna uygunsa çok gerekmedikçe evden çalışın. Bu sayede kendinizi biraz daha rahat hissedebileceksiniz.

6. Negatif düşüncelerinizi bastırın: İşiniz hakkında şikayet etmek eğlenceli olabilir. Çünkü burada içinizde biriktirdiklerinizi dışarı atıyorsunuz. Fakat, asabiyetinizi göstermek ise öfkenizi daha da kötüleştirecektir. Eğer bu negatiflik iş arkadaşlarınıza da yayılırsa, bu durumu daha kötü hale getirir. Şikayet etmek yerine çözümler üzerinde düşünün. Bu sorunları çözmek için yollar bulmaya çalışın. İşyerinizdeki işleyişi değiştiremiyorsanız, problemlerle baş etmenize yardımcı olacak yolları düşünün.

7. Sağlıklı olun: Ruh ve akıl sağlığınızın dengeli olması halinde, yapamayacağınız şey yoktur. İşe yeni başlayanlar, her gece ne zaman yatacağınıza karar verin ve bunu sürekli uygulayın. Haftada 3-4 kez uygulayabileceğiniz bir egzersiz bulun ve yapın. Ucuz ve sağlıklı yemekler yapmaya başlayın. Her gün kendinize belirli bir zaman ayırın ve hiçbir şey yapmayın, dinlenin. Gerekirse bunların hepsini yapmak için bir plan oluşturun.

8. Kötü günlerden sakının: Bir dizi küçük engeller ortaya çıktığında genellikle bunlar sizin için kötü günlerdir. O gün her şey normal halinden daha kötüye gidiyor gibi görünüyorsa, bir adım geri gidin ve neler olduğuna bakın. Küçük engellerin gününüzü mahvetmesine izin vermeyin. Eğer durumlara gerçekçi bir şekilde bakarsanız, potansiyel bir kötü günü başlamadan durdurabilirsiniz.

9. Kendinizi işinize verin: Muhtemelen zaten bunu bedenen zaten yapıyorsunuz. Eğer işinizi yaparken üretici, meraklı olursanız ve işinizi severek yaparsanız hem işinizden zevk alırsınız, hem de daha başarılı olursunuz. Ayrıca ilgi alanlarınızı da işinize yansıtabilirseniz işinizi zevkli, eğlenceli hale getirirsiniz.

10. Bakış açısı kazanın: Bugün tüm yaşamınızın sadece bir günüdür. Bu nedenle hayatınızda yaşadığınız olumsuzluklara değil, olumlu olaylara odaklanın. İşte de problemleri çözmenin ne kadar sıkıcı olduğunu düşünmeyin, tam tersi zamanınızı işinizin olumlu yönlerine ayırın. Hayatta karnınızı doyuracak yemeğiniz, yaşabileceğiniz bir eviniz ve yapacak bir işiniz varsa şanslısınızdır. Hele bir de sizinle ilgilenen, sizi merak eden insanlar varsa değmeyin keyfinize. Bu nedenle işyerinizdeki küçük problemleri dert etmeyin ve pozitif olun.


10 Ocak 2013 Perşembe

Pazarcı teyzeme helal olsun



Geçen gün gazetede Kim Milyoner Olmak İster yarışmasına katılan Pazarcılık yapan teyze Ümmüye Gürbüz ile ilgili haberi okumuştum ama yarışmayı seyretmemiştim.Dün akşam nette yarışmanın videosunu seyrettim.Çok duygulandım gururlandım çok hoşuma gitti birçok şeyi bir anda düşündüm.Öyle sevimli geldiki yanımda olsa sarılsam öpsem dedim kendi kendime.Ümmüye teyze soruları o kadar hızlı ve emin cevaplıyorduki üniversitelilere taş çıkarttı.60.000 Tl'lık soruya gelince sadece risk almak istemedi çünkü risk edecek durumu yoktu.Bu kadar parayı ben hiçbirarada görmedim almam gerekiyor dedi.Yoksa teyzecim bence en üst rakamlara kadar giderdi.Ondan sonraki üniversiteli bir genç direkt ilk basit soruda elendi.
Pazarcı Teyzecim 9 yaşından beri dünya klasikleri ile kitap okumaya başladığını bir kitap tutkunu olduğunu,Kitaplığı olmasını çok istediğini,etrafındaki insanlarada bu sevgiyi aşıladığını ve bu kişilerle kitaplarını nasıl özenle paylaştığını anlattı.Yaşadığı hayat şartlarında kitap okumaktan vazgeçmemesi,bu güzel kitap sevgisi ,kendini bu kadar güzel yetiştirmesi birçok üniversite mezununu taş çıkartacak nitelikteydi.
Benim eski çalıştığım yerdede bir çaycı ablam vardı.İlkokul mezunuydu okumadığı kitap o kadar azdıki,her boş kaldığı fırsatta kitap okuyordu.Maddi açıdan daha çok fırsatı olsa daha çok kitap alacağından bahsederdi.Ben ona hep kitap getirirdim halada görüşür ona her görüştüğümüzde mutlaka kitap götürürüm.
Asla küçük görmem aksine onunla çok gurur duyarım onun gibi birini tanıdğım için mutlu olurum.Onunla hayalimiz hep bir kitapçı açmak ve oradada sürekli okumaktı.
Bende böyle insanları tandıkça o kadar çok kitabım varken vakit bulamadığım için kendimi suçladım.
Ben hep oğluma kitap okumayı aşılamak ,okumaya başlayıncadada çok kitap okusun.isterim.Ama bu tamamen aşılamak ile ilgili değilde  içten gelen bir okuma ve öğrenme isteği ile alakalıda olduğunu düşünüyorum.Bende yapamadığım kitap okuma listemi yapıp bu sene daha çok kitap okumaya karar verdim.
Eğer seyretmediyseniz bu eklediğim videoyu mutlaka seyredin.


Kısa kısa

Son günlerde bu yoğun işlerin arasında çektiğim fotoğraflar;


                                                        Dayısının forma hediyesiyle
                                     
                                  iki gün önceki çok mutlu olduğumuz kartopu oyunumuz
                                geçen haftasonu gittiğimiz anadolu müzikali.
                               




 yılbaşı çekilişinde aslı arkadaşımdan gelen hediyeler
                               Evimizin camdan manzarası



                                kartopu oynamaya hazırlandık





                                 okuldaki pijama partimizden-arkalarda kalmışız

okuldaki yerli malı haftamızdan 

8 Ocak 2013 Salı

Biten tadilatımız ve yorgun ben

Bir haftalık bir aradan sonra ben evime bloğuma geri döndüm.Evimizde tadilat işleri bitti.Mobilyalarda geldi ama eksik kısımları var işin içinde ustalar olurda eksiksiz olurmu?Sürekli şu eksik buda gelecekti demekten yoruldum hava şartları sebebiyle şartları zorlamayalım dedik onlarda zaten şartları hiç zorlamıyorlar.Yalnız tek sorun yemek masamızda yapılmıştı ben eski yemek  masam cam ve büyük olduğu için bıktığımdan küçük olsuın diye ısrar etmiştim.Evet küçük olmuş ama çok küçük olmuş.Mobilyacı sadece malzeme parası alarak masanın üst kısmını büyütmeyi kabul etti bakalım onunda yapılması heralde birkaç ay sürer.
Ama bir çok usta ile savaş halinde olan biz anladıkki kesinlikle hiçbirisinde sorumluluk kavramı yok.Bende akrep burcu insanı olarak hayatta ya hep ya hiç düşüncesindeyim.O yüzden yarım işlerden mutlu olamıyorum:( 
İşini sen takip etmezsen bunuda yapıcaktık ama yapalım getirelim işimiz bitsin mantığı yok.Bu konularda çoookk dertliyim.Fakat neyseki birkaç detay dışında evim ferah güzel oldu.Beyaz kapı,açık renk parke,açık renk duvar boyası vs. evimin ferah ve aydınlık olmasını sağladı.
Bu sırada tabi yılsonu sebebiyle işler yoğundu bir yanda sistem değişikliği,bir yanda efemin hastalanması,bir yandan evi yerleştirmek ,evin temizlenmesini  yılbaşı gecesinin ertesi günü tatil olduğu için ayarlamak ve bunun için birçok kişiye neredeyse yalvarmak beni baya yordu.
Bundan sonraki hedef oğlumun sünnetine hazırlanmak.İzin sorun olduğu için 23 nisan tatilini düşünüp operasyonu o şekilde yaptırıp,sonrada uygun bir yer bulabilirsem mayıs ayında bir sünnet düğünü yapmak istiyorum.




LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...